Araç Değer Kaybı Tazmi̇natından Ki̇mler Sorumludur? | Akdemi̇r Hukuk
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Araç Değer Kaybı Tazminatından Kimler Sorumludur? | Akdemir Hukuk
Araç Değer Kaybı Tazminatından Kimler Sorumludur? | Akdemir Hukuk

Araç Değer Kaybı Tazminatında Sorumlu Taraflar: Kimlerden Talep Edilebilir?

Araç değer kaybı tazminatı, trafik kazası sonrası aracın tamir edilmesine rağmen piyasa değerinde meydana gelen azalma nedeniyle ortaya çıkan zararı ifade eder. Bu tazminat türü, gerçek zarar kapsamında değerlendirilir ve Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutar.

Değer kaybı tazminatı talep edebilmek için öncelikle kazanın çift taraflı olması gerekmektedir. Tek taraflı kazalarda, aracın kendi sigortacısı dışında başka bir taraftan değer kaybı tazminatı talep etmek mümkün değildir. Çift taraflı trafik kazalarında ise, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar içinde değerlendirilir.

Karayolları Trafik Kanunu gereğince, bu zarardan zarar veren sürücü, aracın işleteni ve varsa bağlı olduğu teşebbüsün sahibi müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Bunun yanı sıra aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve aşan kısım yönünden de eğer varsa ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı da sorumlu olur.

 

Sorumluluk Esasları

Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinde kabul edilen sorumluluk, tehlike esasına dayalı bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumluluk türünde, sorumluluk kusura dayanmadığı için işletenle araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi veya eylemlerinden sorumlu oldukları kimseler, hiçbir kusuru bulunmasalar bile ortaya çıkan zarardan sorumlu olacaklardır.

Kusursuz sorumluluk sisteminin temel mantığı, motorlu araçların toplum için yarattığı tehlikenin, bu araçlardan ekonomik yarar sağlayanlar tarafından karşılanması gerektiği düşüncesine dayanır. Bu nedenle, işletenin sorumluluğundan kurtulabilmesi için çok sınırlı istisnai durumlar öngörülmüştür.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 86/1 hükmü uyarınca, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.

 

İşleten Sorumluluğu

İşleten kavramı, araçla mülkiyet ilişkisi içinde olanları da kapsayan bir üst kavramdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesindeki tanıma göre işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.

Ancak kanun, fiili işletenlik kavramını da kabul eder. İlgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.

İşleten sıfatına sahip kişiler şunlardır:

Araç sahibi-işleten: En yaygın işleten türü olup, aracın mülkiyet sahibi olan kişidir.

Şirket unvanı altında motorlu araç işletenler: Ticari amaçlarla araç işleten şirketler bu kapsamdadır.

Motorlu araçlarla yolcu ve yük taşıma işlerine katılanlar: Taşımacı, girişimci, üstlenici, gezi ve tur düzenleyici, bilet ve irsaliye düzenleyerek yolcu ve yük taşıma işlerine aracılık ederek motorlu aracın işletilmesine doğrudan veya dolaylı katılan, motorlu aracın işletilmesinden ekonomik yarar sağlayan tüm gerçek ve tüzel kişiler bu kapsamdadır.

Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcılar: Aracın mülkiyeti henüz kendilerine geçmemiş olsa bile, alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen kişilerdir.

Uzun süreli kiracılar: Aracın uzun süreli kiralanması, ariyet veya rehin alınması gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişiler işleten sayılır.

İşletenliğin tespitinde trafik kaydı kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Yargıtay, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerektiğini vurgulamaktadır.

 

İşleten Gibi Sorumlu Tutulanlar

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun çeşitli maddelerine göre, motorlu araçların işletilmesiyle dolaylı olarak ilişiği bulunan bazı kişiler de, doğrudan işleten konumunda olmamalarına karşın, işleten gibi sorumlu sayılmışlardır.

Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar (m.104) bu kapsamdadır. Özellikle araç tamiri, bakımı veya benzeri hizmetleri veren işletmeler, araç üzerinde yaptıkları işlemler nedeniyle sorumlu olabilirler. Yargıtay bir kararında, aracını servise bırakan davacının servis elemanının kusursuzluğundan dolayı davasının reddedilmesi gerekmezken, servis elemanının çalıştığı şirketin özen yükümlülüğünden kaynaklı sorumluluğunun olduğuna hükmetmiştir.

Yarış düzenleyicileri (m.105), motorlu araç yarışları veya benzeri etkinlikleri organize eden kişi ve kuruluşlar da bu kapsamda sorumlu tutulurlar.

Devlet ve kamu kurumları (m.106), kamu hizmeti çerçevesinde motorlu araç işletmeleri durumunda bu sorumluluk kapsamına girerler.

Motorlu aracı çalan veya gaspeden kişiler (m.107) de işleten gibi sorumlu tutulurlar. Bu durum, aracın gerçek sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırır.

 

Sürücü ve Yardımcıların Sorumluluğu

Sürücü ve yardımcılarının sorumluluğu tehlike değil, kusur sorumluluğudur. Bu durumda araç değer kaybı olayında sürücü ve yardımcılarının sorumlu tutulabilmesi için mutlaka kusurlu olmaları gerekmektedir.

Sürücü, karayolunda motorlu ve motorsuz bir aracı veya taşıtı sevk ve idare eden kişidir. Eğer kazanın nedeni sürücünün kusuru değil de teknik bir arıza ise bu durumda sürücü sorumlu tutulamaz çünkü aracın düzenli bakım ve onarımından işleten sorumludur.

Yardımcı kişiler ise araçlarda, sürücü hariç, araç veya taşıma hizmetlerinde süreli veya süresiz çalışan kişiler ile iş makinelerinde sürücü dışındaki kişiler olarak tanımlanmıştır. Bunların da sorumluluğu kusur esasına dayanır.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bu düzenleme sayesinde zarar gören kişi, hem işletenden hem de doğrudan kusurlu sürücüden tazminat talep edebilir.

 

Sigortacıların Sorumluluğu

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası

Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. maddesi gereğince tüm motorlu araç işletenlerin yaptırmak zorunda olduğu sigorta türüdür. Sigortacı, yasanın 88. maddesinde sorumlular arasında bir ayrım yapılmadığı için, zorunlu sigorta koşulları çerçevesinde işletenin sorumluluğunu belli bir miktara kadar üstlenir.

Zorunlu trafik sigortası, belirlenen limitler dahilinde tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu limitler her yıl güncellenir ve araç başına maksimum ödeme miktarını belirler. Zarar bu limiti aşmadığı sürece, zorunlu sigorta kapsamında tazminat ödenecektir.

İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası

İhtiyari mali mesuliyet sigortası, zorunlu trafik sigorta limitinin üzerinde kalan kısımları karşılamak amacıyla yapılan sigorta türüdür. Yargıtay'a göre, ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamının başlangıç noktası, zorunlu trafik sigorta limitinin üzerinde kalan kısımdır.

Gerçek zarar miktarı zorunlu trafik sigorta limitini geçtiği anda ihtiyari mali mesuliyet sigortası güvencesi başlamakta ve kendi poliçesindeki limit miktarı da sorumluluğun sona erdiği nokta olmaktadır. Bu nedenle zarar, trafik sigortası kapsamında kalmakta ise ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğundan bahsedilemez.

Kasko Sigortacısının Sorumluluğu

Kasko sigortası, taşıt araçlarının ve sahiplerinin kendilerine gelen zararları karşılamak üzere yapılan sigorta türüdür. Kasko sigortası, aracı hasara uğrayan sigortalıya kendi sigorta şirketine başvurma hakkı verir.

Kasko sigortacısının araç değer kaybından sorumlu olup olmadığı konusu tartışmalı bir alandır. Teorik olarak, Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan düzenlemeler incelendiğinde, kasko poliçesi gerçek ve rayiç değeri teminat altına aldığı için değer kaybından da sorumlu olması gerekir.

Ancak Yargıtay'ın yerleşik uygulaması, kasko sigortacısının araçta meydana gelen değer kaybı taleplerine olumlu cevap verebilmesi için kasko poliçesi ve şartları uyarınca bu zarar kaleminin de teminatlar arasında açıkça belirtilmesi şartını aramaktadır. Yargıtay'a göre, "değer kaybı konusunda kasko sigorta poliçesine prim ödenerek ayrıca ve ek teminat verilmedikçe, meydana gelen kaza sebebi ile dolaylı zarar olan değer kaybı talebi teminat dışıdır."

Birleşik (Paket) Sigorta Poliçeleri

Sigorta şirketleri isteyenlere tek poliçe halinde "Kasko+Sorumluluk Sigortaları" yapmaktadırlar. Bu poliçelerde kasko'nun sigorta ettirenin kendisine gelen zararlarının yanı sıra, zarar vermesi olası üçüncü kişilerin de başvurabileceği "Ferdi Kaza Sigortası-İsteğe Bağlı Sorumluluk Sigortası" gibi sigorta türlerine yer verilebilmektedir.

Zarar gören üçüncü kişiler, kasko sigortasından yararlanamaz ise de, "Birleşik Poliçe"de yer alan İsteğe Bağlı Mali Sorumluluk Sigortasından zararlarının karşılanmasını isteyebilirler.

 

Sorumluluktan Kurtulma Halleri

Değer kaybına ilişkin tazminat taleplerinde sorumluluktan kurtulmak için Karayolları Trafik Kanunu'nun 86. maddesi sınırlı sayıda istisna öngörmüştür. İşletenin veya teşebbüs sahibinin sorumlu tutulmadığı bu tür durumlarda sigortacı da sorumlu tutulamaz.

Mücbir sebep: Önceden öngörülemeyen, kaçınılamayan ve dış etkilerden kaynaklanan olaylar bu kapsamdadır. Doğal afetler, ani hastalık nöbetleri gibi durumlar mücbir sebep sayılabilir.

Zarar görenin ağır (tam) kusuru: Zarar görenin kazaya neden olan davranışının ağır kusur teşkil etmesi halinde işleten sorumluluktan kurtulabilir. Ağır kusur, normal özenin ağır şekilde ihlali anlamına gelir.

Üçüncü kişinin ağır (tam) kusuru: Kazaya karışmayan üçüncü bir kişinin ağır kusurlu davranışı kazaya neden olmuşsa, işleten sorumlu tutulamaz.

İşletenin kusuru olmaksızın aracın çalınması veya gasp edilmesi: Bu durumda çalan veya gaspeden kişi işleten gibi sorumlu tutulur, gerçek işleten ise sorumluluktan kurtulur.

Kanunda varsayılan kurtuluş yolları bunlar olmakla beraber, aynı kanunun 111. maddesinin 1. fıkrasına göre "Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir" hükmü getirilmiştir. Bu nedenle, önceden yapılan sorumsuzluk anlaşmaları geçersizdir.

 

Özel Durumlar ve Yargıtay İçtihatları

Servise Bırakılan Araçlar

Aracını tamir için servise bırakan araç sahipleri, servis elemanının test sürüşü sırasında meydana gelen kazalarda özel bir durumla karşılaşabilirler. Yargıtay, servis elemanının kusursuz olduğu durumlarda bile servis hizmeti veren şirketin özen yükümlülüğünden kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğuna hükmetmektedir.

Bu durum, hizmet sözleşmesinin özel bir türü olarak değerlendirilir ve servis şirketi, aracı teslim aldığı andan itibaren bu araç üzerinde özel bir özen yükümlülüğü altındadır.

Kiralık Araçlar

Kiralık araçlarda işletenlik sorunu özel bir inceleme gerektirir. Yargıtay, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunmasını aramaktadır.

Mahkemeler, kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, sözleşme süresi dolduktan sonra sözleşmenin feshedilip edilmediği, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı gibi hususları incelemektedir.

Ticari Taşımacılık

Taşımacılar, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 18. maddesi 2. fıkrası gereğince sorumlu olabilirler. Bu sorumluluk da tehlike esasına dayanır ve kendilerinin veya eylemlerinden sorumlu tutuldukları kişilerin kusuru bulunmaksızın doğar.

 

Tazminat Talebinde Bulunma Stratejileri

Davalı Tarafların Belirlenmesi

Araç değer kaybı tazminatı talebinde bulunurken, tüm sorumlu tarafları dava etmek en güvenli yoldur. Bunlar:

  • Birincil sorumlular: Karşı taraf sürücüsü, araç işleteni, bağlı olduğu teşebbüs sahibi
  • Sigortacılar: Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve/veya ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı (aynı veya farklı şirketler olabilir)
  • Diğer sorumlular: Duruma göre işleten gibi sorumlu tutulanlar

Delil Toplama ve İspat

Bilirkişi raporu ile araçtaki değer kaybının tespiti en önemli delildir. Bunun yanı sıra kaza tutanağı, araç tamiri için yapılan harcamaların belgeleri, aracın kaza öncesi ve sonrası değerini gösteren belgeler toplanmalıdır.

İşletenlik iddialarının ispatı için özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Trafik kaydı güçlü bir kanıt olmakla birlikte, fiili işletenlik durumlarında ek delillere ihtiyaç duyulur.

Sigorta Şirketlerinden Tahsilat

Sigorta şirketlerinden tahsilat yaparken öncelik sırası önemlidir. Önce zorunlu mali sorumluluk sigortası limiti, sonra ihtiyari mali sorumluluk sigortası limiti uygulanır. Gerçek zarar miktarının hangi sigorta kapsamında kaldığının belirlenmesi, doğru muhataba başvurmak açısından kritiktir.

 

Sonuç ve Öneriler

Araç değer kaybı tazminatı, geniş bir sorumluluk ağı içinde çok sayıda kişi ve kurumdan talep edilebilir. Temel sorumluluk karşı taraf sürücüsü, işleten ve bağlı olduğu teşebbüse aittir. Sigortacılar ise belirlenen limitler dahilinde bu sorumluluğu üstlenirler.

Tazminat talebinde bulunurken tüm sorumlu tarafları dava etmek, tahsilat şansını artıran en önemli stratejidir. Zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortaları arasındaki fark iyi anlaşılmalı, gerçek zarar miktarına göre doğru sigorta şirketine başvurulmalıdır.

Kasko sigortacısının sorumluluğu konusunda mevcut Yargıtay uygulaması, poliçede açık teminat aranması yönündedir. Ancak teorik olarak bu konudaki tartışmalar devam etmektedir.

Uygulamada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, işletenlik sıfatının doğru tespit edilmesidir. Özellikle kiralık araçlar, ticari taşımacılık ve servise bırakılan araçlar gibi özel durumlarda detaylı inceleme gerekir.

 

Akdemir Hukuk Bürosu

Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Araç değer kaybı davalarında alanında uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.

 

Avukat Muhammet Akdemir Kimdir?

  • Akdemir Hukuk Bürosu kurucumuz Muhammet Akdemir Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
  • 2011 yılında Patent Vekili Ruhsatnamesi almıştır.
  • 2013 yılında Avukatlık Ruhsatnamesini almıştır.
  • Aynı yıl Iğdır Ticaret İl Müdürlüğünde Tüketici hakem heyetinde raportör olarak göreve başlamıştır.
  • 2014 Yılında Ticaret Bakanlığı merkez kadrosunda Avukat olarak atanmıştır.
  • 2 yıllık Kurum Avukatlığı görevinden sonra 2016 yılında Hakim Stajyer olarak İstanbul Anadolu Adliyesinde görev yapmıştır.
  • 2017 yılından beri serbest Avukatlık yapmaktadır.

 

Detaylı Bilgi İçin Hemen Bizi Arayın

WhatsApp İletişim

0 505 589 86 36